Sabah kalktınız, yüzünüzü yıkamak için musluğu açtınız ve bileğinizde ince bir sızı… Gün boyu bilgisayar başında çalışırken giderek artan ağrı… Belki de telefonu elinize aldığınızda hissedilen karıncalanma… Aslında hepimiz zaman zaman el bileği ağrısı yaşıyoruz ama çoğu zaman önemsemiyoruz.

Oysa bileklerimiz, farkında olmadan gün içinde yüzlerce kez kullandığımız, vücudun en hassas eklemlerinden biridir. Yazı yazarken, market poşeti taşırken, spor yaparken veya sadece telefon ekranında gezinirken bile aktif olarak çalışır. Bu kadar yoğun kullanılan bir eklemde zaman zaman ağrıların oluşması çok da şaşırtıcı değil.

El Bileği Neden Ağrır?

El bileği ağrısının tek bir sebebi yok. Çoğu zaman birkaç faktör bir araya geliyor:
• Tekrarlayan hareketler: Uzun saatler bilgisayarda yazı yazmak, telefonla mesajlaşmak ya da sürekli el işi yapmak bileği zorlayabilir.
• Travmalar: Düşmeler, burkulmalar veya darbeler… Kimi zaman küçük gibi görünen kazalar ilerleyen dönemde ciddi ağrılara yol açabiliyor.
• Karpal Tünel Sendromu: El bileğinden geçen sinirin sıkışması, özellikle geceleri uyuşma ve ağrıya sebep olur.
• Tendinit: Bileği hareket ettiren kas ve tendonlarda iltihaplanma sonucu ağrı ve hareket kısıtlılığı gelişebilir.
• Kireçlenme ve romatizmal hastalıklar: Daha kronik ve uzun süreli sebepler arasında yer alır.

Hangi Belirtilere Dikkat Etmeli?

Bazen ağrılar kısa süreli olur ve dinlenmekle geçer. Ama şu belirtiler varsa biraz daha dikkatli olmak gerekir:
• Objeleri tutarken zorlanma
• Parmaklarda uyuşma ya da karıncalanma
• Hareketle artan ağrı ve güçsüzlük
• İstirahatte bile devam eden sızı

Ağrı uzun süredir devam ediyorsa, parmaklarda uyuşma eşlik ediyorsa veya günlük yaşamı kısıtlayacak kadar şiddetlendiyse mutlaka bir uzmana görünmek gerekir. Çünkü bazı durumlarda manuel terapi, özel egzersiz programları veya medikal tedavi gerekebilir.

El bileği ağrısı, çoğu kişinin küçümsediği ama zamanında önlem alınmadığında yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen bir problemdir. Erken dönemde doğru yaklaşım ile hem ağrıdan kurtulmak hem de gelecekte daha büyük sorunların önüne geçmek mümkündür.

Unutmayın: Vücudunuzun verdiği küçük sinyalleri görmezden gelmeyin.